|
KOMİK EFSANELER |
ÇÜK FIRÇASI
Bizim okuldan bi grup sömestrde tatil için İngiltere’ye
gitmiş. Bunlar bir araba kiralamışlar; sabah yola çıkıyorlarmış, önlerine çıkan
her kayda değer yerde mola verip sonra da akşam bir yerlerde konaklıyolarmış.
Bir akşam İskoçya yakınlarında bir restoranda yemek yemişler.
Bir ara arabayı kullanan çocuğun aklına kapıları kilitlemediği gelmiş ve koşarak
gitmiş arabanın yanına. Nasıl koşmasın, sürekli seyahat halinde olduklarından
bütün eşyaları da arabadaymış bizimkilerin. Arabanın yanına geldiğinde asayişin
berkemal olduğunu görüp rahatlamış çocuk. Bütün eşyalar olduğu gibi duruyormuş.
Buraya kadar herşey iyiymiş hoşmuş da Türkiye’ye döndükten
sonra tatil fotoğraflarını tab ettirdiklerinde iğrenç bir durumla yüzyüze
gelmişler. Fotoğrafların 5-6 tanesinde bizimkilerin kiralık arabasının üstünde bir
grup serseri varmış. Ve serseriler, arkadaşların diş fırçalarını çüklerine,
kıçlarını sürer durumda pozlar vermişler kameraya. Fotoğrafların çekildiğini
sandıkları akşamdan (İskoçya restoranı) o ana kadar arada tam 10 gün varmış ve
bizimkiler –gulp!- bu süre içinde herşeyden habersiz kullanmışlar diş
fırçalarını. |
WALLA TEKER TEKER
PATLADI HOCAM
Üç erkek öğrenci bir gece önceki vur patlasın-çal oynasın
olayını abarttıklarından uyuyakalıp çok önemli bir dersin final sınavını
kaçırmışlar. Öğlen vakti uyandıklarında durumun farkına varınca panik olmuşlar
tabii. Hemen okula gidip dersin hocasına, ‘Hocam, sabah üçümüz aynı arabayla okula
geliyorduk. TEM’de lastiğimiz patladı. Çok kötü bir yerde kaldığımız için hiç
bir araba durmadı, istepne de patlak çıktı, o yüzden sınava yetişemedik. Eğer
mümkünse bize özel bir sınav yapın’ demişler. Profesör sorun çıkarmamış,
‘Yarın sabah 10’da sınavı yaparız’ demiş.
Öğrenciler o gece sabaha kadar ders çalışmışlar. Sınava
geldiklerinde hoca bunların eline soruların yazılı olduğu kağıtları vermiş ve her
birini farklı bir odaya almış. Sınav kağıdında şu iki soru varmış:
1. (Bu, efsanenin anlatıldığı fakülteye göre değişiyor)
Quantum fiziğinin temel prensiplerini ayrıntılarıyla anlatınız. (10 puan)
2. Arabanın hangi lastiği patlamıştı? (90 puan)" |
ERKAN YOLAÇ VE PEPE
ADAM
Efsaneye göre olay Doğu illerimizden birinde, ya Erzurum ya da
Erzincan’da geçiyor. Bu şehirde herkesin çok sevdiği, hani “tittim-teldim” diye
konuşanlara öyle denir ya, pepe bir adam varmış. Bu adam genelevde doğmuş, annesi
küçük yaşta ölmüş, küçüklüğünde çok itilip-kakılmış ama zamanla nasıl
olduysa insanların sevgisini kazanmış. Halk onu düğün-dernek, her yere mutlaka davet
edermiş. Yani bu Doğu ilinin kamberi olarak yaşarmış adamımız. Sebebini bilmiyorum
ama şehre bir gün Erkan Yolaç gelmiş. Daha doğrusu gelecekmiş de halk onu
havaalanına karşılamaya gitmiş. Tabii yanlarında bizim adamı da eksik etmemişler.
Erkan Yolaç gelmiş, insanlarla tokalaşmış, hoşgeldin-beş gittin derken bizimki
Yolaç’ın yanına yanaşmış, “Sen Ertan Yolat mıtın?” diye sormuş. Bunun
üzerine Yolaç da, “Evet benim” demiş. (Bu kısımda dinleyene de mutlaka aynı
hareket yapılıyor) Adam işaret parmağını kıvırıp Yolaç’ın burnuna yandan
vurarak, “Hani EVET yottu, ...na toduğum” demiş. (Sonrası dumur tabii...) |
BİSİKLET POMPASIYLA
CEZA
Yolunuz Taiwan’a düşerse aman ha özellikle ıssız sokaklarda
cebinizde en az birkaç bin dolarla gezin, çünkü aksi taktirde ülkenize sıkı bir
Uzakdoğu anısıyla dönersiniz. Efsaneye göre, Taiwan’da yolunuzu kesen çetenin
üyeleri eğer üzerinizden çıkan parayı beğenmezse sizi tuhaf bir yöntemle
cezalandırıyormuş: Bir çeteci pantolonunuzu ve külodunuzu indirdikten sonra bir
başka ikisi sizi yere yatırıp bacaklarınızı iki yana ayırıyormuş. Finalde ise
başka bir çeteci (gerçi bu pantolonu çıkartan da olabilir) bir bisiklet pompasını
en olmadık yerinize sokup, pompalamaya başlıyormuş. Bu süre üzerinizden çıkan
paranın onları ne kadar memnuniyetsiz ettiğine bağlıymış. Gazetelere
yansıdığına göre, üzerinden beş dolar çıkan, saatsiz, altın kol düğmesiz iki
turist bu korkunç pompalama sonucunda karınları patlayıp, bağırsakları ortalığa
yayılacak hale gelmiş.
Bu korkunç geyiğin diğer bir versiyonu ise, “eylemciler sadece
Satanist oldukları için böyle birşeyi yapıyorlar” diye anlatılıyormuş. Ancak bu
haliyle anlatıldığında kurban mutlaka ölmüş oluyormuş. Efsane anlatıcıları
hikayenin finalini, “Adamlar, şeytana bağlılıklarını ispatlamak, sırf günah
olsun diye günah işlemek için pompalaya pompalaya insanları öldürdükten sonra
kalplerini alıp ayinlerinde kullanıyorlarmış” diye bağlayarak çarpıcılığı
arttırmak için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlarmış. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|